• Çağrı Merkezi : 0212 292 09 00
  • E-Mail :
Sosyal Medya

Behçet Hastalığı Nedir

Behçet Hastalığı Nedir

Bir Türk doktoru olan Hulusi Behçet tarafından 1937 yılında teşhis edilen ve bu nedenle uluslararası literatürde Behçet Hastalığı ya da Behçet Sendromu olarak adlandırılan hastalıktır. 

Bir Türk doktoru olan Hulusi Behçet tarafından 1937 yılında teşhis edilen ve bu nedenle uluslararası literatürde Behçet Hastalığı ya da Behçet Sendromu olarak adlandırılan hastalıktır. Genelde ağız içinde ve cinsel bölgede tekrarlayan ülserlerle, deri, eklem, göz, damar ve sinir tutulumuyla seyreder, sebebi bilinmeyen, nadir görülen, bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalıktır.

Birçok organı etkileyen Behçet Hastalığı, kronik ve tedavi edilebilir bir sendromdur.

En çok 30-40 yaşlarındaki erkeklerde görülür. Başta Türkiye olmak üzere dünyanın her yerinde Behçet Hastalığı görülmektedir. BS’nin coğrafik dağılımı tarihi ipek yolu ile örtüşür. Japonya, Kore, Çin, İran, Türkiye, Tunus ve Fas gibi Uzak Doğu, Orta Doğu ve Akdeniz bölgesinde bulunan ülkelerde daha çok görülür. Yetişkin popülasyonda görülme sıklığı Japonya’da 1/10.000 ve Türkiye’de 1-3/1000’dir. Kuzey Avrupa’da ise bu sayı1/300.000 civarındadır. ABD ve Avustralya’dan az sayıda vaka rapor edilmiştir. Çocuklarda BS, yüksek riskli popülasyonlar da bile nadirdir. Tanı kriterleri, BS hastalarının yaklaşık %3’ünde 16 yaşından önce tamamlanmış olur. İki cinsiyet arasında eşit dağılmıştır fakat erkeklerde daha ağır seyreder.

Behçet Hastalığı Tanı ve Testleri

Behçet hastalığı için kabul görmüş tek test paterji testidir. Steril tuzlu su çözültesinin deri altına enjekte edilmesi ya da steril iğne ile cildin delinmesi ardından 24-48 saat sonra bir papül (kızarık küçük kabartı) ya da püstül (sivilce benzeri baş veren kızartı) oluşması testin pozitif olduğunu gösterir. Testin sağlıklı olması için paterji testinin aktif Behçet semptomları görüldüğü zaman yapılması şart değildir. Paterji testi hastalığı süresi, şiddeti ya da diğer yakınmaların varlığı ile ilişki göstermez, bir kez pozitif bulunduğu zaman tekrar pozitif bulunmayabilir. Paterji testinin pozitif çıkması tek başına Behçet teşhisi konması için yeterli değildir ve mutlaka diğer belirtilerle birlikte değerlendirilmelidir. Cildin başka nedenlerle travmaya uğraması da paterji benzeri reaksiyon oluşmasına neden olabilir. Teşhiste faydalı olabilecek bir yöntem ise kan alınarak hastanın HLA doku tipinin araştırılmasıdır. Bazı HLA doku tipleri Behçet hastalarında daha sık görülmektedir. Bu tipler HLA-B5 ve HLA-51 dir; fakat Behçet teşhisi konması için bu HLA tiplerinin olması şart değildir.

Şu an için Behçet teşhisi için özgül olarak kullanılan bir laboratuvar testi yoktur. Rutin (her hastaya yapılan) tahlillerden Sedimantasyon (kanın çökme hızı) bazı hastalarda hastalığın alevlendiği dönemlerde artmaktadır fakat bu durum tüm hastalar için genellenemez. Bazı enzim düzeyleri de değişikliğe uğramaktadır. Birçok hastanın test sonuçları gayet normal çıksa da hastada ağır semptomlar görülebilir.